//-->

BİZİM ÖĞRETMEN

Ana Sayfa

EĞİTİM DÜNYASINDAN

TEST ÇÖZME TEKNİKLERİ

Test çözmede üç unsur önemlidir.Bilgi: Öğrenme ile kazanılır. Tekrar ile pekiştirilir. Test çözme tekniğini kullanmanın temelini teşkil eder.Yorum: Öğrenilen ve tekrar ile pekiştirilen bilgi ile ilgili düşünce geliştirme veya bilgiye farklı açılardan bakabilme gücünü ifade eder. Test çözme tekniğinin geliştirilmesini sağlar.Hız: Kazanılan bilgiye ve elde edilen yorum gücüne ait problemlerin zaman kısıtlaması içinde çözülmesidir. Hız, test çözerken zamanı etkin bir biçimde kullanmanıza yardım eder. Devamı...

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA İLKELERİ

1. Her öğrenci kendi çalışma ortamına göre bir çalışma planı hazırlamalı ve bu plana mutlaka uymalıdır. 2. Çalışma metodunu dersin özelliğine göre seçmelidir. (Okuma, not tutma, anlatım, tümden gelim, tüme varım gibi) sayısal dersler çalışırken mutlaka metodu olarak yazarak çalışma metodu uygulanmalıdır. 3. Ders çalışmaları mutlaka belli bir yerde sakin bir ortamda bir masa üzerinde yapılmalıdır.  Devamı...

ÇOCUĞA ÖDEV YAPMA ALIŞKANLIĞININ KAZANDIRILMASI

Ben hatırlatmazsam çocuğum ödevlerini asla yapmıyor! Ebeveynler çoğu zaman kendileri hatırlatmadan çocukların ödev yapmadıklarını, ödevlerin uzun sürmesinden diğer çalışmalara vakit kalmadığını veya çocukların ödevlerini baştan savma yaptıklarından şikâyet ederler. Ebeveynin bu şikâyetlerinin kaynağı yine kendilerinin olumsuz davranışlarından kaynaklanıyor olabilir.  Devamı...

SINAV KAYGISI

Sınav öncesinde öğrenilen bilginin, sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygıya sınav kaygısı denir. Sınav kaygısı iki ayrı boyutta ele alınabilir. Endişe performansa yönelik zihinsel bir süreçtir. Sınav sonucuna ilişkin olumsuz düşünce, inanç ve beklentilerden oluşur.  Devamı...

HANGİ DERSE NASIL ÇALIŞMALIYIZ?

Öncelikle bu derslere ilişkin olumsuz düşünce ve yargılarınızı bir kenara bırakmalısınız. Olumsuz duygularınızı yenmeye çalışın. Önyargılı davranmaktansa uğraşmayı deneyin. Çok zorlandığınız soruların temel mantığına dönün ve soru ile ilgili konuyu yeniden gözden geçirin. Önceden farkına varamadığınız bir ayrıntıyı görecek ve eksiğinizi gidereceksiniz. Eğer soruyu çözemiyorsanız o konu ile ilgili teorik bilginizde bir eksiklik vardır. Devamı...

ÇOCUK VE EV ÖDEVİ

Ev ödevleri çocukların sorumluluk duygularını ve öz disiplinlerini geliştirmeleri için önemli bir fırsattır. Ancak, okuldan eve getirilen her ödev beraberinde bir sürü soru, kargaşa ve olumsuz duyguyu da birlikte getirebilir ve bunlar sizinle çocuğunuz arasında bir tartışma için yeterlidir. Her çocuk ödev konusunda zaman zaman anne babası ile tartışır. Ödevler konusunda her zaman tartışma çıkıyorsa, o zaman bir şeyler yapmamız gereklidir. Devamı...

UYKU DÜZENİ

Çocuğa gerekli uykunun süresi bazı öğelere bağlıdır; bunlardan en önemlisi çocuğun yaşıdır. Küçük çocukların uykuya daha çok ihtiyaçları vardır. Genellikle yeterli kabul edilen uyku süresi 2-5 yaş için 13-15 saat, 6-8 yaş için 12 saat, 8-10 yaş için 11 saat ve 10 yaşından ergenlik çağına kadar 10-11 saattir. Aslında çocukluğun her evresinde gereğinden çok uyuma yetersiz uyumadan daha iyidir.   Devamı...

Sitemizden toplam 19977 ziyaretçi yararlandı.

BUGÜN

Online: ziyaretçi

Toplam: 35 kişi

Görüntüleme: 64 klik

IP Adresiniz: 85.110.73.63

ZİYARETÇİ DEFTERİ

ÖĞÜT

Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek.
Ağaç dik, on yıl sonrası ise tasarladığın.
Ama, yüz yıl sonrası ise düşündüğün halkı eğit.
Bir kere ürün verir ekersen tohum.
Bir kez ağaç dikersen on kez ürün verir.
Yüz kez olur bu ürün eğitirsen halkı.
Balık verirsen bir kez doyurursun halkı,
Öğretirsen balık tutmasını hep doyar karnı.

Kuan-Tzu

GÜZEL SÖZLER

İnsan sahip olduklarının toplamı değil, fakat henüz gerçekleştiremediklerinin toplamıdır.

Jean Paul Sartre

Etraflıca çalış, doğru bir şekilde araştır, dikkatlice düşün, düşündüklerini gözden geçir, ciddi ve samimi bir şekilde uygula.

Konfüçyus

DOST SİTELER

Eğitim ve Ögretim

Copyright 2008 - 2010 Tüm Hakları Saklıdır.

| Ana Sayfa | Ziyaretçi Defteri | Banner Kodlarımız |

//-->

edebi-bilim

Roman

Edebi Türler
(Roman)
Belli bir tarihsel ya da coğrafi çevre içindeki belli bir kişi ya da bir grup insanın başından geçenleri, bu insan ya da insanların iç ve dış yaşantılarını belli bir kronolojik, mantıksal, duygusal ya da sanatsal ilişkiyi gözeterek öyküleyen ve belli bir uzunluğu aşan anlatılar için kullanılan edebi terimdir. Edebi türler içinde en yenisidir. Çünkü matbaanın bulunması ve kentsoylu bir okur kitlesinin ortaya çıkmasından sonra gelişmiştir.
 
Aslında tanımlanması en zor edebi türdür. Gelişmesini tamamlamamış tek türdür denebilir. Bunun bir nedeni romanın tarihsel koşullara bağlı olması, diğer nedeni ise yazarına geniş bir özgürlük ve deney alanı bırakmasındandır. Romanın ataları arasında nesirsel özellikler taşıyan Petronius’un Satyricon (1’inci yüzyıl) ve Apuleius’un Metamorphoseon’u (2’nci yüzyıl) gösterilir.
Roman düzyazıyla yazılır. Anlatılan olaylar kahramanlık öyküleri değil, sıradan insanların günlük yaşantılarıdır. Anlatılan olaylar, saraylar ve savaş alanları gibi destansı mekanlarda değil, sokaklar, evler, meyhaneler gibi sıradan mekanlarda geçer. Olaylara yön veren tanrılar değil, kişilerin kendi tutum, davranış, duygu ve düşünceleridir. Kullanılan dil, nazım türlerinde olduğu gibi ağdalı değil günlük ve sıradandır.
 
 
Roman tarihe en bağlı edebiyat türüdür. Toplumsal, politik olaylar gelişmelerle de yakın ilişkidedir. Romanın tarihe bağlı oluşu, çok köklü bir geçmişi olmayan yeni bir sınıfın, yani burjuvazinin kendine tarih içinde bir geçmiş, şimdi ve gelecek kurma çabasından doğmuş olmasında yatar. 18. yüzyıl romanlarının çoğu, burjuvazinin aristokrasiye karşı mücadelesinde kullanılmak üzere kaleme alınmış metinler gibidir.
 
Roman, işte bu nedenle, felsefe ve sanattan boş inançları kovmak ve bunların yerine akıl ve gerçeği geçirmek isteyen bir kültürel dönüşümün ürünüdür. Bu nedenle toplumların gelişimine, yani tarihe kopmaz biçimde bağlıdır. İnsanı, öncelikle toplumsal ve tarihsel bir varlık olarak konu alan ilk sanat türüdür.
 

Roman türleri
 
Romanlar konu, üslup, yazıldığı dönem bakımından çeşitli türlere ayrılabilir.
Üslup bakımından “romantik roman”, “gerçekçi roman”, “doğalcı roman”, “estetik roman”, “izlenimci roman”, “dışavurumcu roman”, “yeni roman” türleri sayılabilir.
Romantik roman
Kişilerin duygularını, arzularını, düşüncelerini yalnızca kendilerine ait, içten gelen doğal ve gerçek olgular gibi görür. Örneğin Sir Walter Scott’un tarihsel romanları, Jean Jack Rousseau’nun eserleri ve Goethe’nin Genç Verther’in Acıları romanı gibi.

Gerçekçi roman

Romantik romandan ayrı olarak kuru ve kuşkucu bir anlatım ve düşünce yapısı taşır.
Balzac ve Stendhal’in romanları bu üsluptadır.

Doğalcı roman

Üslup bakımından gerçekçi romana benzer. Olanın olduğu gibi yazılmasını öngörür. Emile Zola ve Maupassant romanları doğalcı romanlardır.

Estetik roman

Belli biçim ve anlatım kaygıları ile yazılmış romanlardır. Gustave Flaubert estetik romanın en önemli yazarıdır.

İzlenimci roman

Diğer üsluplardan ayrı olarak eşyanın ve dış olayların kendi nesnel gerçeklikleriyle insanların bunları algılama biçimleri arasındaki farkları ortaya çıkarmaya yönelir. Yani dış gerçeklerden çok, duyu ve duygulara, iç yaşantının betimlenmesine öncelik verir. Ford Madox Ford’un romanları izlenimciliğin en sistemli ürünleridir.

Dışavurumcu roman

20. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Dışavurumculuk toplumsal kimliklerin reddedilmesi ve insan yaşamını belirleyen toplum karşıtı ya da uygarlık karşıtı güçlerin öne çıkarılmasıyla belirlenir. Dışavurumculuk, şiddetli, fırtınalı ve tanımsız duyguları vurgulamasıyla, abartma, karikatürleştirme, çarpıtma ve soyutlama tekniklerinden yararlanmasıyla bir tür “yeni romantizm” olarak da değerlendirilir.
Dostoyevski, Kafka, Beckett ve Brecth’in romanları bu türün örneklerindendir.

Yeni roman

Aslında dışavurumculuğun izlerini taşır. Özellikle 1930 sonrasında ilk örnekleri görülmeye başlandı. Kendisinden önceki akımlardan hiçbirine benzemeyen, yazma deneyini, hatta romanın olanaksızlığını romanın asıl konusu haline getiren romanlardır. Yeni roman, yazma eyleminin kendisini sorgulamaya yönelir. Alain Robbe-Grillet, Michel Butor, Claude Simon, Philippe Soller, Julio Cortazar gibi yazarlar bunu denemişlerdir.
Konusu bakımından roman “tarihsel roman”, “pikaresk roman”, “duygusal roman”, “gotik roman”, “ruhbilimsel roman”, “töre romanı”, “oluşum romanı” türlerine ayrılır.

Tarihsel roman

Uzak bir geçmişte yaşanan olayları konu alır. Ama tarihten daha derinlerde yatan insanla ilgili daha evresel bir gerçeği araştırmak amacıyla da yazılmış olabililer. Tarihi romanların örnekleri arasında
Walter Scott’un romanlarını, Tolstoy’un Savaş ve Barış’ını, Stendhal’in Parma Manastarı’nı sayabiliriz.

Pikaresk roman

İsmini, İspanyolca alt tabakadan serüvenci ya da serseri anlamına gelen sözcükten alır. Çoğunlukla ahlaksız, rezil bir kahramanın başıboş gezginlik yaşamında yaşadığı olayları gevşek ve rahat bir üslupla anlatır. Bu türün önemli örnekleri arasında
Lesage’nin Gil Blas de Santilane’ın Serüvenleri, Defoe’nun Talihli Metres’i, Thomas Mann’ın Dolandırıcı Felix Krull’un İtirafları’nı sayabiliriz.
Bugün 21 ziyaretçi (81 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol